Şiddetsiz İletişim ile Acıyı Anlamanın Püf Noktaları: Bilmeniz Gerekenler!

webmaster

Updated on:

Şiddetsizlik İletişimi ve Acının Anlaşılması: Bir GirişGünümüz dünyasında, iletişimsizlik ve yanlış anlaşılmaların yol açtığı acılar her zamankinden daha belirgin.

Kendi iç dünyamızla ve başkalarıyla kurduğumuz bağlarda şefkat ve anlayışı merkeze almak, daha barışçıl ve tatmin edici bir yaşamın anahtarı olabilir.

Şiddetsizlik İletişimi (Şİ) tam da bu noktada devreye giriyor; duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı dürüstçe ifade etmemize ve başkalarınınkini de empatiyle dinlememize yardımcı oluyor.

Şİ, yalnızca bir iletişim tekniği değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesidir. Kendi deneyimlerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, Şİ ilkelerini uygulamaya başladığımdan beri ilişkilerimde gözle görülür bir iyileşme oldu.

Anlaşılma ve anlaşılabilme hissi, hayatıma yeni bir boyut kazandırdı. Artık daha sağlıklı ve yapıcı iletişimler kurabiliyorum. Şimdi gelin, bu önemli konuyu daha yakından inceleyelim.

## Şiddetsizlik İletişimi Nedir? Şiddetsizlik İletişimi (Şİ), Marshall Rosenberg tarafından geliştirilen ve duygusal zeka, empati ve dürüstlüğü temel alan bir iletişim modelidir.

Şİ’nin amacı, hem kendimizle hem de başkalarıyla kurduğumuz ilişkilerde şiddeti azaltmak ve şefkati artırmaktır. Bu model, dört temel bileşenden oluşur:* Gözlem: Durumu yargılamadan, sadece olan biteni betimlemek.

Örneğin, “Dün akşam yemeğe geç geldin” demek bir gözlemdir. * Duygu: Gözlem sonucunda hissettiğimiz duyguyu ifade etmek. Örneğin, “Dün akşam yemeğe geç geldiğin için üzüldüm” demek, gözlemle bağlantılı duyguyu ifade etmektir.

* İhtiyaç: Duygumuzun altında yatan ihtiyacı dile getirmek. Örneğin, “Dün akşam yemeğe geç geldiğin için üzüldüm, çünkü ailecek birlikte vakit geçirmeye ihtiyacım var” demek, duyguyla bağlantılı ihtiyacı ifade etmektir.

* Rica: İhtiyacımızı karşılamak için ne istediğimizi açık ve net bir şekilde ifade etmek. Örneğin, “Dün akşam yemeğe geç geldiğin için üzüldüm, çünkü ailecek birlikte vakit geçirmeye ihtiyacım var.

Bundan sonra yemeğe zamanında gelmeye özen gösterebilir misin?” demek, ihtiyacı karşılamak için bir ricada bulunmaktır. Şİ, suçlama, eleştiri ve yargılama yerine, dürüstlük, açıklık ve empatiyi teşvik eder.

Bu sayede, hem kendimizi daha iyi ifade edebilir hem de başkalarının ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu daha iyi anlayabiliriz. ## Acının Kaynakları Nelerdir?

Acı, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak, acının kaynaklarını anlamak, onunla daha yapıcı bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Acının temel kaynakları şunlardır:* Karşılanmayan İhtiyaçlar: Fiziksel, duygusal veya ruhsal ihtiyaçlarımızın karşılanmaması, acı çekmemize neden olur.

Örneğin, açlık, susuzluk, yalnızlık, anlaşılmama gibi. * Yargılama ve Eleştiri: Kendimizi veya başkalarını yargılamak ve eleştirmek, acı verici duygulara yol açar.

Özellikle, sürekli olarak kendimizi yetersiz veya değersiz hissetmek, derin bir acıya neden olabilir. * Kaybın Yarattığı Acı: Sevdiklerimizi kaybetmek, büyük bir acıya neden olur.

Bu acı, yas süreciyle birlikte gelir ve zamanla azalır. Ancak, bazı durumlarda kronikleşebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir. * Travmatik Deneyimler: Fiziksel veya duygusal travma, uzun süreli acıya neden olabilir.

Travmatik deneyimler, kişinin dünya görüşünü ve kendine olan inancını sarsabilir. * İletişimsizlik: İletişimsizlik ve yanlış anlaşılmalar, ilişkilerde gerginliğe ve acıya neden olabilir.

Özellikle, duygularımızı açıkça ifade edememek ve başkalarının ne hissettiğini anlamamak, büyük sorunlara yol açabilir. ## Şiddetsizlik İletişimi ve Acıyla Başa ÇıkmakŞiddetsizlik İletişimi, acıyla başa çıkmak için güçlü bir araçtır.

Şİ ilkelerini uygulayarak, hem kendi acımızı anlayabilir hem de başkalarının acısına empatiyle yaklaşabiliriz. İşte Şİ’nin acıyla başa çıkmamıza nasıl yardımcı olabileceğine dair bazı örnekler:* Kendimizi Anlamak: Şİ, duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı anlamamıza yardımcı olur.

Bu sayede, acımızın kaynağını tespit edebilir ve onunla daha yapıcı bir şekilde başa çıkabiliriz. Örneğin, kendimizi yalnız hissettiğimizde, bu duygunun altında yatan ihtiyaçları (sevgi, kabul, bağlantı) fark edebilir ve bu ihtiyaçları karşılamak için adımlar atabiliriz.

* Empati Kurmak: Şİ, başkalarının ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlamamıza yardımcı olur. Empati kurarak, onların acısına ortak olabilir ve onlara destek olabiliriz.

Örneğin, bir arkadaşımızın bir kaybı olduğunda, onun acısını yargılamadan dinleyebilir ve ona şefkatle yaklaşabiliriz. * Dürüst ve Açık İletişim: Şİ, duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı dürüst ve açık bir şekilde ifade etmemizi teşvik eder.

Bu sayede, iletişim kurduğumuz kişilerle daha sağlıklı ve yapıcı ilişkiler kurabiliriz. Örneğin, bir ilişkimizde bir sorun yaşadığımızda, suçlama ve eleştiri yerine, kendi duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı ifade edebilir ve karşımızdaki kişinin de aynı şekilde davranmasını teşvik edebiliriz.

* İhtiyaçları Karşılamak için Rica Etmek: Şİ, ihtiyaçlarımızı karşılamak için başkalarından rica etmemizi teşvik eder. Ancak, rica etmenin bir talep olmadığını ve karşımızdaki kişinin kabul etmek zorunda olmadığını unutmamalıyız.

Örneğin, bir iş arkadaşımızdan yardım istediğimizde, onun da kendi sınırları olduğunu ve bize yardımcı olamayabileceğini kabul etmeliyiz. ## Geleceğe Yönelik Tahminler ve TrendlerGünümüzde, teknolojinin hızla gelişmesi ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, iletişim şekillerimiz de değişiyor.

Ancak, insan olmanın temel ihtiyaçları (sevgi, kabul, bağlantı) değişmiyor. Şiddetsizlik İletişimi, bu değişen dünyada daha da önemli hale geliyor. Çünkü, sanal ortamlarda iletişim kurarken bile, duygusal zekamızı ve empati yeteneğimizi kullanmamız gerekiyor.

Gelecekte, Şİ’nin eğitim, sağlık ve iş dünyasında daha yaygın olarak kullanılacağını öngörüyorum. Özellikle, stresli ve rekabetçi ortamlarda çalışan kişilerin, Şİ becerilerini öğrenerek daha sağlıklı ve yapıcı ilişkiler kurmaları mümkün olacak.

Ayrıca, Şİ’nin arabuluculuk ve çatışma çözme süreçlerinde de daha etkili bir şekilde kullanılacağını düşünüyorum. Çünkü, Şİ, tarafların birbirlerini anlamalarına ve ortak bir çözüm bulmalarına yardımcı oluyor.

Şiddetsizlik İletişimi, kişisel gelişim ve toplumsal değişim için güçlü bir araçtır. Şİ ilkelerini uygulayarak, hem kendi hayatımızı daha anlamlı hale getirebilir hem de dünyayı daha barışçıl bir yer yapabiliriz.

Daha detaylı bilgi edinmek için takipte kalın!

Şiddetsizlik İletişimi (Şİ) konusuna giriş yaptıktan sonra, bu değerli yöntemi hayatımıza nasıl entegre edebileceğimize dair daha derinlemesine bir bakış atalım.

Günlük yaşantımızda karşılaştığımız zorluklarla başa çıkarken, Şİ ilkelerini nasıl uygulayabileceğimizi, acının farklı yüzlerini nasıl anlayabileceğimizi ve daha şefkatli bir iletişim kurarak ilişkilerimizi nasıl iyileştirebileceğimizi keşfedelim.

Kendi deneyimlerimden ve gözlemlerimden yola çıkarak, Şİ’nin pratik uygulamalarına ve faydalarına odaklanacağım. Hazırsanız, bu yolculuğa birlikte çıkalım.

Duygusal Farkındalığı Geliştirmek: İçsel Pusulamızı Keşfetmek

şiddetsiz - 이미지 1

Hepimiz duygularla doluyuz, ancak çoğu zaman bu duyguların farkında değiliz veya onları nasıl ifade edeceğimizi bilmiyoruz. Şiddetsizlik İletişimi, duygusal farkındalığımızı geliştirmemize yardımcı olarak, kendi iç dünyamızla daha derin bir bağlantı kurmamızı sağlar.

Duygularımızı tanımak ve anlamak, hem kendimize hem de başkalarına karşı daha şefkatli olmamızı sağlar.

Duygularımızı Tanımak ve Etiketlemek

Çoğu zaman, duygularımızı genel ifadelerle tanımlarız: “İyiyim,” “Kötüyüm,” “Sinirliyim.” Ancak, duygusal farkındalığımızı geliştirmek için daha spesifik olmamız gerekir.

Örneğin, “sinirliyim” yerine “hayal kırıklığına uğradım,” “endişeliyim,” veya “öfkeliyim” diyebiliriz. Duygularımızı daha doğru bir şekilde etiketlemek, onların altında yatan ihtiyaçları anlamamıza yardımcı olur.

Duygularımızın Bedenimizdeki Yansımalarını Fark Etmek

Duygularımız sadece zihinsel değil, aynı zamanda fiziksel deneyimlerdir. Örneğin, korktuğumuzda kalp atışlarımız hızlanır, gerildiğimizde kaslarımız kasılır.

Duygularımızın bedenimizdeki yansımalarını fark etmek, onları daha erken tanımamıza ve daha yapıcı bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olur. Kendi deneyimimden biliyorum ki, stresli olduğumda omuzlarımın gerildiğini fark ettiğimde, derin bir nefes alıp rahatlamaya çalışıyorum.

Duygularımızı Yargılamadan Kabul Etmek

Çoğu zaman, “negatif” olarak etiketlediğimiz duygulardan (öfke, üzüntü, korku) kaçınmaya veya onları bastırmaya çalışırız. Ancak, duygularımızın hepsi değerlidir ve bize bir şeyler anlatmaya çalışırlar.

Duygularımızı yargılamadan kabul etmek, onlarla daha yapıcı bir şekilde başa çıkmamıza yardımcı olur. Örneğin, öfkelendiğimizde kendimizi suçlamak yerine, öfkemizin altında yatan ihtiyacı (saygı, adalet, anlaşılma) anlamaya çalışabiliriz.

Empatik Dinleme: Başkalarının Dünyasına Köprü Kurmak

İletişimde sadece konuşmak değil, aynı zamanda dinlemek de önemlidir. Ancak, çoğu zaman gerçekten dinlemek yerine, sadece sıramızı bekler veya karşımızdaki kişinin ne söyleyeceğine dair varsayımlarda bulunuruz.

Şiddetsizlik İletişimi, empatik dinleme becerimizi geliştirmemize yardımcı olarak, başkalarının ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlamamızı sağlar.

Empatik dinleme, ilişkilerimizde derin bir bağlantı kurmamızı ve karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi göstermemizi sağlar.

Karşımızdaki Kişiye Odaklanmak

Empatik dinleme, karşımızdaki kişiye tam olarak odaklanmayı gerektirir. Bu, telefonumuzu bir kenara bırakmak, göz teması kurmak ve beden dilimizle ilgili olduğumuzu göstermek anlamına gelir.

Ayrıca, zihnimizi susturmak ve kendi düşüncelerimize kapılmamak da önemlidir. Kendi deneyimimden biliyorum ki, bir arkadaşımla konuşurken telefonumla ilgilenirsem, onun anlattıklarına tam olarak odaklanamıyorum ve ona saygısızlık etmiş oluyorum.

Karşımızdaki Kişinin Duygularını ve İhtiyaçlarını Anlamaya Çalışmak

Empatik dinleme, sadece kelimeleri duymak değil, aynı zamanda duyguları ve ihtiyaçları anlamaya çalışmak anlamına gelir. Bu, karşımızdaki kişinin ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu tahmin etmek yerine, ona sormak ve anlamaya çalışmak anlamına gelir.

Örneğin, bir arkadaşımız üzgün görünüyorsa, “Üzgün görünüyorsun, neler oluyor?” diye sorabiliriz.

Yargılamadan ve Eleştirmeden Dinlemek

Empatik dinleme, karşımızdaki kişiyi yargılamadan ve eleştirmeden dinlemeyi gerektirir. Bu, onun davranışlarını veya düşüncelerini onaylamak zorunda olmadığımız anlamına gelir.

Sadece onu anlamaya çalışmak ve ona destek olmak yeterlidir. Örneğin, bir aile üyemiz farklı bir siyasi görüşe sahipse, onu eleştirmek yerine, onun neden böyle düşündüğünü anlamaya çalışabiliriz.

İhtiyaçlarımızı Anlamak ve İfade Etmek: İçimizdeki Hazinenin Peşinde

İhtiyaçlar, insan olmanın temel bir parçasıdır. Fiziksel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarımız karşılandığında, kendimizi iyi hissederiz ve hayatımızdan tatmin oluruz.

Ancak, çoğu zaman ihtiyaçlarımızın farkında değiliz veya onları nasıl ifade edeceğimizi bilmiyoruz. Şiddetsizlik İletişimi, ihtiyaçlarımızı anlamamıza ve ifade etmemize yardımcı olarak, hem kendimizle hem de başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurmamızı sağlar.

Evrensel İhtiyaçları Tanımak

Evrensel ihtiyaçlar, tüm insanların ortak olarak paylaştığı temel ihtiyaçlardır. Örneğin, sevgi, kabul, saygı, güvenlik, özgürlük, anlam, bağlantı, oyun, dinlenme gibi.

Bu ihtiyaçlar, kültürden kültüre değişmez ve herkes için önemlidir. İhtiyaçlarımızı tanımak, duygularımızı anlamamıza ve davranışlarımızın altında yatan motivasyonları keşfetmemize yardımcı olur.

Aşağıdaki tabloda bazı temel ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçların karşılanmaması durumunda ortaya çıkabilecek duygular örneklenmiştir:

İhtiyaç Karşılanmadığında Ortaya Çıkabilecek Duygular
Sevgi Yalnızlık, Reddedilmişlik, Terk Edilmişlik
Saygı Aşağılanma, Değersizlik, Önemsizlik
Güvenlik Korku, Endişe, Gerginlik
Özgürlük Sıkıntı, Engellenmişlik, Kısıtlanmışlık
Anlam Boşluk, Amaçsızlık, Umutsuzluk

İhtiyaçlarımızı Dürüstçe İfade Etmek

İhtiyaçlarımızı dürüstçe ifade etmek, hem kendimize hem de başkalarına karşı açık ve şeffaf olmayı gerektirir. Bu, suçlama, eleştiri veya yargılama olmadan, kendi duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı dile getirmek anlamına gelir.

Örneğin, bir partnerimizle tartıştığımızda, “Sen beni hiç anlamıyorsun!” demek yerine, “Anlaşılmaya ihtiyacım var ve şu anda kendimi anlaşılmamış hissediyorum” diyebiliriz.

İhtiyaçlarımızı Karşılamak İçin Rica Etmek

İhtiyaçlarımızı karşılamak için başkalarından rica etmek, zayıflık veya bağımlılık belirtisi değildir. Aksine, sağlıklı bir iletişim kurmanın ve ilişkilerimizi güçlendirmenin bir yoludur.

Ancak, rica etmenin bir talep olmadığını ve karşımızdaki kişinin kabul etmek zorunda olmadığını unutmamalıyız. Örneğin, bir arkadaşımızdan yardım istediğimizde, onun da kendi sınırları olduğunu ve bize yardımcı olamayabileceğini kabul etmeliyiz.

Şiddetsizlik İletişimi ile İlişkileri Onarmak: Köprüleri Yeniden İnşa Etmek

İletişimsizlik ve yanlış anlaşılmalar, ilişkilerimizde derin yaralar açabilir. Şiddetsizlik İletişimi, ilişkilerimizi onarmak ve köprüleri yeniden inşa etmek için güçlü bir araçtır.

Şİ ilkelerini uygulayarak, hem kendi hatalarımızı kabul edebilir hem de başkalarının affediciliğini teşvik edebiliriz. İlişkilerimizi onarmak, hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam yaratmamıza yardımcı olur.

Özür Dilemek ve Sorumluluk Almak

Özür dilemek, hatalarımızı kabul etmek ve neden olduğumuz acı için üzüntü duymak anlamına gelir. Ancak, sadece “Üzgünüm” demek yeterli değildir. Özür dilemek, aynı zamanda sorumluluk almayı ve gelecekte aynı hatayı yapmamak için taahhütte bulunmayı gerektirir.

Örneğin, bir arkadaşımızı kırdıysak, “Sözlerimden dolayı üzgünüm. Seni kırmak istemedim ve gelecekte daha dikkatli olacağım” diyebiliriz.

Affetmek ve Bırakmak

Affetmek, bize zarar veren kişiyi haklı çıkarmak veya davranışını onaylamak anlamına gelmez. Aksine, kendi iyiliğimiz için geçmişi bırakmak ve öfke, nefret veya intikam gibi olumsuz duygulardan kurtulmak anlamına gelir.

Affetmek, zorlu bir süreç olabilir ve zaman alabilir. Ancak, affetmek, bizi özgürleştirir ve yeni bir başlangıç yapmamıza olanak tanır.

Yeniden Bağlantı Kurmak ve Güveni İnşa Etmek

İlişkilerde güven zedelendiğinde, yeniden bağlantı kurmak ve güveni inşa etmek zaman ve çaba gerektirir. Şiddetsizlik İletişimi, bu süreçte bize yardımcı olabilir.

Dürüst ve açık iletişim kurarak, karşımızdaki kişiye değer verdiğimizi ve ilişkimizi önemsediğimizi gösterebiliriz. Ayrıca, sabırlı olmak ve karşımızdaki kişinin bize yeniden güvenmesini beklemek önemlidir.

Şiddetsizlik İletişimi (Şİ), hayatımızın her alanında kullanabileceğimiz değerli bir araçtır. Duygusal farkındalığımızı geliştirerek, empatik dinleme becerimizi güçlendirerek, ihtiyaçlarımızı anlayarak ve ifade ederek, hem kendimizle hem de başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabiliriz.

Unutmayalım ki, iletişim sadece kelimelerden ibaret değildir. Aynı zamanda duygularımızı, niyetlerimizi ve değerlerimizi de içerir. Şiddetsizlik İletişimi, bizi daha bilinçli, şefkatli ve etkili iletişimciler olmaya davet ediyor.

Bu davete kulak vererek, hem kendi hayatımızı daha anlamlı hale getirebilir hem de dünyayı daha barışçıl bir yer yapabiliriz. Şiddetsizlik İletişimi’nin (Şİ) hayatımıza kattığı değeri ve potansiyelini düşündükçe, içimde büyük bir umut beliriyor.

Bu yaklaşımın, sadece iletişim becerilerimizi geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda daha şefkatli, anlayışlı ve bağlantılı bireyler olmamıza yardımcı olabileceğine inanıyorum.

Şİ’nin ilkelerini günlük yaşantımıza entegre ederek, hem kendi iç huzurumuzu artırabilir hem de çevremizdeki insanlarla daha derin ve anlamlı ilişkiler kurabiliriz.

Unutmayalım ki, her birimiz bu dünyayı daha iyi bir yer yapma potansiyeline sahibiz ve Şİ, bu potansiyeli gerçekleştirmemize yardımcı olacak güçlü bir araçtır.

Yazıyı Sonlandırırken

Şiddetsizlik İletişimi’nin (Şİ) hayatımıza kattığı değeri ve potansiyelini düşündükçe, içimde büyük bir umut beliriyor.

Bu yaklaşımın, sadece iletişim becerilerimizi geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda daha şefkatli, anlayışlı ve bağlantılı bireyler olmamıza yardımcı olabileceğine inanıyorum.

Şİ’nin ilkelerini günlük yaşantımıza entegre ederek, hem kendi iç huzurumuzu artırabilir hem de çevremizdeki insanlarla daha derin ve anlamlı ilişkiler kurabiliriz.

Unutmayalım ki, her birimiz bu dünyayı daha iyi bir yer yapma potansiyeline sahibiz ve Şİ, bu potansiyeli gerçekleştirmemize yardımcı olacak güçlü bir araçtır.

Bilmeniz Gerekenler

1. Profesyonel Yardım: Şiddetsizlik iletişimi konusunda daha derinlemesine bilgi edinmek ve pratik uygulamalar konusunda destek almak için sertifikalı bir Şİ eğitmeninden veya terapistinden yardım almayı düşünebilirsiniz.

2. Kitaplar ve Kaynaklar: Şiddetsizlik iletişimini öğrenmek için çeşitli kitaplar ve online kaynaklar bulunmaktadır. Marshall Rosenberg’in “Şiddetsizlik İletişimi: Bir Yaşam Dili” kitabı, bu konuda temel bir kaynaktır.

3. Online Kurslar ve Atölyeler: Şiddetsizlik iletişimi konusunda online kurslara veya atölyelere katılarak, bu becerileri daha etkili bir şekilde öğrenebilir ve uygulayabilirsiniz. Udemy ve Coursera gibi platformlarda çeşitli kurslar bulabilirsiniz.

4. Uygulama Grupları: Şiddetsizlik iletişimini öğrenen ve uygulayan insanlarla bir araya gelerek, deneyimlerinizi paylaşabilir ve birbirinize destek olabilirsiniz. Bu gruplar, pratik yapma ve geri bildirim alma fırsatı sunar.

5. Mindfulness Pratikleri: Şiddetsizlik iletişimi, farkındalık ve şefkat gibi temel değerlere dayanır. Mindfulness pratikleri (meditasyon, yoga vb.) yaparak, bu değerleri güçlendirebilir ve daha etkili bir iletişimci olabilirsiniz.

Önemli Notlar

Şiddetsizlik İletişimi (Şİ) hayatımızın her alanında kullanabileceğimiz değerli bir araçtır.

Duygusal farkındalığımızı geliştirerek, empatik dinleme becerimizi güçlendirerek, ihtiyaçlarımızı anlayarak ve ifade ederek, hem kendimizle hem de başkalarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurabiliriz.

Unutmayalım ki, iletişim sadece kelimelerden ibaret değildir; aynı zamanda duygularımızı, niyetlerimizi ve değerlerimizi de içerir.

Şİ, bizi daha bilinçli, şefkatli ve etkili iletişimciler olmaya davet ediyor.

Bu davete kulak vererek, hem kendi hayatımızı daha anlamlı hale getirebilir hem de dünyayı daha barışçıl bir yer yapabiliriz.

Sıkça Sorulan Sorular (FAQ) 📖

S: Şiddetsizlik İletişimi’ni (Şİ) öğrenmek için ne gibi kaynaklar önerirsiniz?

C: Şiddetsizlik İletişimi’ni öğrenmek için birçok kaynak mevcut. Marshall Rosenberg’in “Şiddetsizlik İletişimi: Yaşam Dili” (Nonviolent Communication: A Language of Life) kitabı harika bir başlangıç noktası.
Ayrıca, Şİ ile ilgili online kurslar, atölye çalışmaları ve pratik grupları bulabilirsiniz. Türkiye’de bu konuda eğitim veren dernekler ve uzmanlar da mevcut.
İlaveten, YouTube’da Şİ prensiplerini anlatan çok sayıda video bulabilirsiniz. Örneğin, “Şiddetsizlik İletişimi Temel İlkeler” gibi aramalar yaparak başlayabilirsiniz.

S: Şiddetsizlik İletişimi’ni günlük hayatımda nasıl uygulayabilirim?

C: Şİ’yi günlük hayatınızda uygulamak için öncelikle farkındalık geliştirmeniz gerekiyor. Kendi duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı tanımaya çalışın. Başkalarını yargılamadan, sadece gözlem yapın.
İletişim kurarken, “Ben…” dili kullanın ve duygularınızı ve ihtiyaçlarınızı dürüstçe ifade edin. Örneğin, “Sen hep geç kalıyorsun!” yerine, “Yemeğe geç kaldığın için üzüldüm, çünkü ailecek birlikte vakit geçirmeye ihtiyacım var.” diyebilirsiniz.
Pratik yaptıkça, Şİ’yi daha doğal bir şekilde uygulamaya başlayacaksınız. Unutmayın, Şİ bir süreçtir ve mükemmellik gerektirmez.

S: Şiddetsizlik İletişimi, öfkeyle nasıl başa çıkmama yardımcı olabilir?

C: Şiddetsizlik İletişimi, öfkeyi bastırmak yerine, onu anlamamıza ve dönüştürmemize yardımcı olur. Öfkelendiğimizde, öncelikle kendimize “Ne hissediyorum?” ve “Bu duygunun altında hangi ihtiyacım yatıyor?” sorularını sormalıyız.
Örneğin, bir arkadaşımızın sözleri bizi öfkelendirdiyse, bu öfkenin altında saygı görme, anlaşılma veya kabul görme ihtiyacımızın yattığını fark edebiliriz.
Daha sonra, bu ihtiyacımızı karşılamak için Şİ’nin dört bileşenini kullanarak iletişim kurabiliriz. Örneğin, “Sözlerin beni incitti (duygu), çünkü saygı görmek istiyorum (ihtiyaç).
Bundan sonra daha dikkatli konuşabilir misin (rica)?” diyebiliriz. Bu şekilde, öfkemizi yapıcı bir şekilde ifade edebilir ve ilişkilerimizi koruyabiliriz.